yarıyol(da), orta(da), orta nokta(sın)da, yarıya, ortaya.
The rope reaches only half-way.
The
half-way point was reached at 12 o'clock.
get half-way through the work: işi yarılamak.
hemen hemen, yarı yarıya, nerde ise, az kalsın.
He half-way surrendered to their demands.
kısmî.
yetersiz, noksan, eksik.
half-way measures are never satisfactory.
birini yarı yolda karşılamak Fiil
ortada
yetersiz olarak
yarı yolda
birini yarı yolda karşılamak Fiil